İSTANBUL – HDP İstanbul İl Eş Başkanı Cengiz Çiçek, AKP-MHP ittifakına 1 Mayıs’ta sarı kart, 24 Haziran da ise kırmızı kart göstereceklerini belirterek, herkesi 1 Mayıs’a davet etti.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) de aralarında bulunduğu emek ve demokrasi güçlerinin Maltepe Meydanı’nda yapacağı 1 Mayıs İşçi Bayramı’na ilişkin katılım çağrıları yapılıyor. Emekçilerle birlikte alanda olacaklarını dile getiren Hakların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl örgütü de üyelerini 1 Mayıs alanına çağırdı. İl Eş başkanı Cengiz Çiçek, güçlü katılım için 39 ilçede çalışma yürüttüklerini söyledi.
‘YAŞAMIN HER ALANINDAYIZ’
“Yüzlerce komisyonumuz alanlarda bildiri dağıtmakta” diyen Çiçek, “1 Mayıs’ı koordine eden tertip komisyonunda bulunan 4 emek komisyonu ve 1 Mayıs’a katılacak bütün siyasal partiler ve emek örgütleriyle ortak çalışmalarımız devam ediyor. 1 Mayıs’a giderken miting alanından önce bizler sahada, sokaklarda, yaşamın her alanında AKP- MHP faşizminden rahatsızlık duymuş ve kalbi demokrasiden yana atan bütün güçleri bir arada bulduğumuzu, gördüğümüzü söylemek isteriz. Bu yönüyle bakıldığında 1 Mayıs şimdiden kazanılmıştır. 2018’in 1 Mayıs’ı dün yaşanan gelişmelerle daha farklı bir anlam ifade ediyor. 1 Mayıs aynı zamanda 24 Haziran AKP için panik seçim dediğimiz seçiminde önemli bir parametresi olacaktır. Biz 1 Mayıs’ta AKP- MHP faşizmine sarı kart göstereceğiz, 24 Haziran’da ise kırmızı kart göstereceğiz” diye konuştu.
‘SARI BARETLERİMİZDEN KORKTULAR’
1 Mayıs çalışmalarının startını Kazancı Yokuşu’nda verdiklerini ve bunun önemli bir nedenin olduğunu dile getiren Çiçek, şöyle devam etti: “Kazancı Yokuşu’nda 1 Mayıs 1977’de katledilen işçileri anarak, tekrardan onların mücadelesini günümüzde güncellemek istedik. Yine onların mücadelesinin taşıyıcısı olarak startımızı orada verdik. O gün kolluk güçlerinin en fazla rahatsızlık duyduğu şey HDK, HDP yöneticilerinin elindeki sarı baretti. Ortaya çıkan bir gerçek var. HDP kuruluşundan bu güne emekten, emeğin özgürleşmesinden yana bir tavrın sahibiydi. Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne başta Kürtler olmak üzere Türkiye’de Kürt özgürlük dinamikleriyle, emek dinamiklerinin buluşmasını engellemek üzerine oluşturulmuş resmi bir devlet aklından bahsetmek mümkün. O gün sarı baretten duyulan rahatsızlık aynı zamanda HDK, HDP’nin bütün dinamik örgütlerine yan yana gelmesinin adresi olmasına yönelik bir müdahaleydi. Sarı baret Türkiye’deki emek, sınıf ve emekçileri temsil etmektedir. Bizlerde aynı zamanda bunun yanı sıra Kürt sorununun demokratik çözümünü temsil eden bir parti olarak bu iki değeri, bu iki gücü buluşturmak istedik. Bunun buluşmasını istemeyenler, bu buluşmadan kendileri için karanlık senaryosu görenler, kendi iktidarlarının sonu olarak görenler bu buluşmaya izin vermediler.”
‘BİR SÖMÜRÜ DÜZENİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ’
“AKP’yi en çok zorlayacak olan şey, Kürt özgürlük dinamiğinin ve Türkiye’deki emek hareketinin buluşmasıdır” diye belirten Çiçek, “AKP, Saray iktidarının bütün politikaları talana, özelleştirmeye, yoksullaştırmaya dayanmaktadır. Şuan itibariyle 3’üncü havalimanı ile övüne dursunlar ama onlarca, yüzlerce işçi cinayetinden bahsediyoruz. Yaşamın her alanından işsizleştirilen gençlerden söz ediyoruz. Azami rant kültüründen kaynaklı talan edilmiş doğa gerçeğinden bahsediyoruz. Artık her birimizin ezberini bozan bir yerden bu meseleye bakmamız gerekir. AKP, Saray rejimi milliyetçiliği ile dinciliği kendi elinde bir politik araç olarak bulunduruyor. Ama AKP, Türkiye siyasal tarihinin neoliberal politikalar bağlamında görmüş olduğu en tehlikeli iktidar olarak bütün toplumsal kesimleri tehdit ediyor. Emek alanı başta olmak üzere yaşamın her alanına dair hırsızlık, talan ve sömürü düzeni ile karşı karşıyayız” diye konuştu.
‘YA ÖZGÜRLÜK YA KÖLELİK’
“Mücadele hattı artık AKP rejiminden yana olanlar ile olmayanlar, kölelikten yana olanlarla, özgürlükten yana olanlar şeklinde değişti” vurgusu yapan Çiçek, şunları söyledi: “Bu noktada isminizin Kürt, Türk, Laz, Çerkez ya da işçi olması fark etmez. Şuan itibariyle yaşamdan yana tavrını koymuş, özgür nefes almak isteyen bütün kesimler artık özellikle bu seçim süreciyle birlikte bir tehdit altında. Ya özgürlüğü birlikte kazanacağız ya da köleliğe birlikte razı geleceğiz. HDK, HDP olarak gerek 1 Mayıs çalışmalarında gerek 24 Haziran seçim sürecinde ve ondan sonra demokratik cumhuriyetin hangi dinamikleri üzerinde inşa edilmesi gerekiyorsa bu başlıklarda bizim ciddi anlamda politika üretmemiz ve halklarla, ezilenlerle, yaşam savunucuları ile buluşmamız gerekiyor. Bu buluşma yaşamda, sokaklarda, insanların kalbinin attığı her yerde bizleri de aşan bir özgürlük sevdalılarının buluşması olacaktır.”