İSTANBUL – Kamuda işten atılmaların, güvencesiz çalıştırmanın ve savaş politikalarının emekçileri doğrudan etkilediği için 2018’in 1 Mayıs’ının önemli olduğunu kaydeden KESK Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik, 1 Mayıs’ı Newroz ruhuyla kutlayacaklarını söyledi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türk Tabipleri Birliği (TTB) ile Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), İstanbul Valiliğinin Taksim’de izin vermemesi üzerine 1 Mayıs’ı Maltepe Miting Alanı’nda kutlama kararı aldı. KESK Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik, 1 Mayıs’a ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bozgeyik, 20 Temmuz 2016’da ilan edilen OHAL süreciyle birlikte Türkiye’nin tamamen baskıcı ve otoriter bir rejime evirildiğini belirterek, “AKP’nin ekonomik ve sosyal politikalarına itiraz eden tüm toplumsal muhalif kesimlere yönelik bir baskı süreciyle 20 aydır mücadele ediyoruz. Özellikle kamuda işten atılmalar, güvencesiz çalıştırma yine bölgemizde yürütülen savaş politikaları emekçileri de doğrudan etkiliyor. Bu bağlamda 2018’in 1 Mayıs’ı önemini daha da arttırmış durumda. Tüm bu sorunları alanlarda özgürce ifade etmek, toplumsal muhalif kesimlerle birlikte alana çıkmamız açısından 1 Mayıs önemlidir” dedi.
‘HUKUKSAL SÜREÇ BAŞLATACAĞIZ’
Daha önce 1977’nin 1 Mayıs’ında katledilen emekçilerin anılarının yeniden dillendirilmesi ve katliamın sorumlularının açığa çıkartılması taleplerini yinelemek için emek ve meslek örgütleri olarak İçişleri Bakanıyla görüştüklerini aktaran Bozgeyik, “Doğal olarak Türkiye’nin baskıcı, otoriter, anayasasız süreci olarak değerlendirdiğimiz bu süreçten bir an önce çıkartılmasını ve Taksim Meydanın emekçilere açılmasının en doğal hakkımız olduğunu bir kez daha ifade ettik” dedi. “İçişleri Bakanı ve İstanbul Valisi’nin Taksim’i işçilere bir kez daha yasakladı” diyen Bozgeyik, bu yasaklama kararı hakkında hukuksal süreç başlatacaklarını da sözlerine ekledi.
‘TAKSİM TALEBİMİZDEN VAZGEÇMİŞ DEĞİLİZ’
AKP’nin baskıcı ve otoriter politikalarına itiraz eden tüm toplumsal kesimler açısından sokağa çıkmanın önemli olduğunu ifade eden Bozgeyik, “Bu noktadan hareketle Türkiye’nin 81 ilinde olduğu gibi İstanbul’da da Maltepe Meydanı’nda bütün işçilerle, emekçilerle, yoksullarla, Kürt sorununun demokratik, barışçıl çözümünden yana olan, halkların bir arada yaşama arzusunda olan tüm kesimlerle birlikte 1 Mayıs’ı kutlayacağız. Ancak biz emekçiler Taksim talebimizden vazgeçmiş değiliz. Emek ve meslek örgütleri olarak bir gün önce Taksim’de 1 Mayıs 1977 katliamında yitirdiğimiz arkadaşlarımızın anısına orada olacağımızı ve mücadelemizi bir kez daha yükselteceğimizi ifade ediyoruz” diye konuştu.
‘GÜVENLİKTEN ÇOK ZİHNİYET SORUNU VAR’
İçişleri Bakanı ve İstanbul Valiliği’ni Taksim’i “güvenlik” gerekçesiyle yasakladığını aktaran Bozgeyik, “Ancak biz biliyoruz ki AKP, kendi yandaş sendikalarına ve sivil toplum örgütlerine Taksim Meydanı’nı açtı. Bu hafta polis haftası onunla ilgili birçok etkinlik yapıldı. Dolayısıyla bu alanın emekçilere kapatılmasının hiçbir hukuksal, demokratik bir gerekçesi olmadığını belirtiyor. Güvenlik sorunu varsa herkes açısından vardır. Bu sadece İstanbul’la da sınırlı değil. Kocaeli’nde de bizim arkadaşlarımızın başvurusu valilik tarafından reddedildi. Hak İş’in de orada mitingi var. Dolayısıyla bizlere verilmiyor. Güvenlikten çok bir zihniyet sorunu ve muhalefeti biat etmeye yönelik bir anlayıştan kaynaklandığını düşünüyoruz. Bunu bizim kabul etmemiz mümkün değil” ifadelerini kullandı.
‘BARIŞTAN YANA TUTUM ALINMALI’
Türk İş’in 1 Mayıs’ı Hatay’da kutlama kararını eleştiren Bozgeyik, şunları söyledi: “Birinci ve İkinci Dünya Savaşları döneminde de bütün dünya emekçi sınıfı sürekli barıştan yana tutum almışlardır. Maalesef bizim ülkemizde KESK, DİSK, TMMOB ve TTB dışında birçok sivil toplum örgütü ve hükümete yakın sendikalara baktığımızda özellikle hükümetin güvenlikçi savaş politikalarına, OHAL’e, işçilerin, kamu emekçilerinin işten çıkarılma süreçlerinde, asgari ücret görüşmeleri dönemlerinde hükümetin bu politikalarına itiraz etmeyen bir tutum içine girdiklerini görüyoruz. Savaşla işçi sınıfının, emekçilerin yan yana getirilmesi doğru değil. Çünkü emekçilerin barıştan yana tutum almaları gerekiyor. Özellikle AKP ve Türkiye’nin Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Suriye’deki bu paylaşım savaşına dahil olması, Fırat Kalkanı’yla Suriye’nin bir bölümünü en son Efrin operasyonuyla birlikte de Suriye’nin bir bölümü Türkiye’nin valileri, kaymakamları, PTT ve bankalarıyla orada olduğu bir süreçle karşı karşıyayız. Farklı ülkelerin toprak bütünlüğü, bir arada yaşama ve demokratik bir ülke oluşturma süreçlerinde, Türkiye, ABD, Rusya ve diğer ülkelerin savaş sürecine dahil olmalarına karşı KESK olarak itirazımızın olduğunu ifade ediyoruz. Zaten Türk İş’in 1 Mayıs’ı Hatay’da kutlama kararından sonra da Türk İş’e bağlı birçok sendika da bu karara karşı olduklarını ve Hatay’daki kutlamalara katılmayacaklarını açıkça ifade ettiler. Türk İş’in içindeki muhalif birçok sendika da bu savaştan yana tutumlara karşı çıktı. Doğal olarak da hükümetin, sendikaların, sanatçıların, akademisyenlerin sürekli barış ve demokrasiden yana tutum almaları gerekir.”
‘NEWROZ BİZİM İÇİN YOL AÇICI OLDU’
8 Mart’ı, Türkiye’deki baskı ortamında demokratik muhalefetin önünü açan önemli bir süreç olarak gören Bozgeyik, devamla şunları belirtti: “Zaten biz ‘8 Mart’tan 21 Mart’a, 21 Mart’tan 1 Mayıs’a’ şiarıyla her yerde 1 Mayıs çağrımızı yapıyoruz. Sonuçta AKP’nin 20 aylık OHAL ve KHK sürecinde tüm toplumsal muhalif kesimlere yönelik yoğun bir baskıyla karşı karşıyayız. HDP Milletvekilleri, eşbaşkanları, CHP Milletvekili cezaevinde. Yine 94 belediyeye kayyum atanmış, belediye eşbaşkanları tutuklanmış. 170’e yakın gazeteci ve 50 bine yakın öğrenci cezaevinde, sendikacılar tutuklanıyor. Doğal olarak da insanlar hükümetin uyguladığı bu anti demokratik uygulamalara karşı tepkilerini özgürce ve barış içinde alanlarda ifade etmek istiyor. O açıdan Newroz da bizim için yol açıcı olmuştur. Özellikle Türkiye’nin tüm illerinde alanlarda barış içinde insanlar AKP’nin baskıcı politikalarına, otoriterleşmeye, tek adam rejimine karşı çıktı. Yine Kürt sorunun demokratik çözümünde ısrarlarını ve Suriye’deki savaş sürecinin sonlandırılarak demokratik bir Ortadoğu taleplerini ifade etmişlerdir. Bizim açımızdan da 1 Mayıs da Newroz ruhu ve coşkusuyla en kitlesel bir şekilde Türkiye’nin her yerinde başta İstanbul olmak üzere emekçi, kadın, genç ve yaşlıların alanlarda taleplerini dillendirecekleri bir süreç olarak geçecektir. Umutluyuz. Her dönem dünyanın farklı yerlerinde baskıcı, otoriter politikalar uzun süre uygulanmıştır. Ancak sonuçta barış, demokrasi ve emekten yana tutuma alanlar kazanmıştır. Türkiye’de de sürecin bu yönlü olacağını açıkça belirtmek istiyorum.”
Bozgeyik, son olarak tüm üyelerini işyerlerinden başlayarak, 1 Mayıs’ı en güçlü şekilde örgütlemeye davet etti.
Kaynak : MA