Tarih 2009’un 28 Eylül’üydü.
12 yaşındaki Ceylan, Lice’nin Xiraba köyündeki evinden koyunları otlatmak üzere çıkmıştı.
Evine bir daha dönemedi.
Tabantepe Karakolu’ndan atılan havan mermisi küçük bedenini paramparça etti.
Savcı “can güvenliği” gerekçesiyle olay yerine gitmedi.
Ceylan’ın küçük bedeni 6 saat boyunca bekletildi.
Anne Saliha, kızının parçalanmış bedenini eteklerine topladı.
Sonra bir battaniyeye sararak, karakola götürdü.
Ceylan’ın ölümü Türkiye’nin belleğine o görüntüyle girdi.
Cenaze yıkanacaktı ama kimsenin cesareti yoktu.
Saliha anne, 11 yıldır bu mezar taşını öperek, kızı Ceylan’ın hasretini gideriyor.
12 yıldır acısı dinmiyor.
”Ceylanımın katledilmesinin üzerinden 12 yıl geçti. Acılarım hala devam ediyor. Ceylan’ın katledilmesi bende büyük yaralara sebep oldu. Katillerin hala bulunamaması da bunun nedeni.”
Anne Saliha’nın tek isteği katillerin bulunması.
”Bu 12 yılda katillerin bulunmaması acımızı çok daha fazla depreştiriyor. Tek isteğim katillerin bulunmasıdır. Niye bu katilleri koruyorlar? Bu katiller, kızım gibi bir çok genci öldürdü. 12 yıldır katillerin bulunmasını istiyoruz.”
“Kızımın katilleri bulununcaya kadar mücadeledeyim” diyor.
”Erdoğan katilleri biliyor ama koruyor. Bu katiller korundukça gençlerimiz öldürülüyor.”
Devletin fail olduğu diğer suçlarda olduğu gibi Ceylan’ı failleri de cezalandırılmadı.
Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi Ceylan’ın ailesine 28 bin 208 lira 85 kuruş maddi tazminat ödenmesine karar verdi.
Aile ise bu parayı kabul etmedi, “Adalet” istemekten vazgeçmedi.