“YETER! 25 KASIM’DA KADIN KIRIMINA KARŞI MEYDANLARI DOLDURALIM!”
KJK, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü’ne ilişkin yayınladığı deklarasyonla, kadınları aterkiye karşı meydan okumaya çağırdı.
Kadın kırımına karşı dünyanın her bir köşesinde ortaya çıkan kadın direnişine dikkat çeken KJK, Yeter! diyerek, kadınları meydanlara davet etti.
Adı konulmamış sistem savaşlarının çağında yaşıyoruz. diyen KJK, Kadına karşı, ilanı yapılmamış, adı konulmamış bir savaş hali olduğuna vurgu yaptı.
Her gün yüzlerce kadın erkekler tarafından katledildiğine, her dakika onlarca kadının cinsel taciz ve tecavüze maruz bırakıldığına işaret eden KJK, her saniye sayısız kadın şiddet ile yüz yüze kalıyor diyerek, kadın kırımına dikkat çekti.
KJK, kadına yönelik şiddetin kaynağında, kadını mülkleştiren sömürgeci-ataerkil zihniyet yatttığına işaret etti.
Kadına yönelik şiddetin önüne, ataerkil zihniyet ve toplumsal cinsiyetçilik ile radikal bir mücadeleyle geçebiliriz çağrısı yaptı.
“5 bin yıldan beri giderek daha fazla boynumuzu sıkan, bizi nefessiz bırakan şiddet pençesinde daha fazla yaşayamayız.” diyen KJK, Yeter! Eril şiddeti kökünden söküp atmanın zamanıdır! dedi.
“Faşizm önce kadınlara saldırıyor” diyen KJK, İşgalci Türk devleti tarafından katledilen Zehra Berkel, Hebûn Mela Xelîl ve Emine Weysi, KJK Yürütme Konseyi üyesi Leyla Wan, Meksika’da çetelerce katledilen kadın belediye başkanı Florisel Rios, Kolombiya’da katledilen mücadeleci kadınlar ile ABD’de katledilen siyah kadın Breonna Taylor’u hatırlattı.
Eril şiddete, faşizm ve işgale karşı direnen bütün kadınları selamlayan KJK, “birleşik mücadele” çağrısı yaptı.
Kürdistan’ın dört parçasında erkek-devlet şiddetine karşı öz savunmasını yükselten ve ‘Kadın Kırımına Karşı Özgür Kadın ve Toplumu Savunma Zamanı’ başlıklı hamlemize katılan Kürdistanlı kadınları ve dostlarımızı selamlıyoruz! İran rejiminin ve bütün diğer devletlerin zindanlarında tecrit, işkence ve idama karşı direnen siyasi tutsak kadınları, Rojava’dan Filistin’e kadar işgale karşı toprağını savunanları, kadın kırımı pandemisine karşı Ni Una Menos diyerek katillerin yargılanıp cezalandırılmasını sağlayan mücadeleci kadınları, ABD’de Black Lives Matter hareketine öncülük eden kız kardeşlerimizi selamlıyoruz! Sizin mücadeleniz bizim, bizim mücadelemiz sizindir! Hepimizindir! Öyleyse birleşelim!
“IRKÇILIK, FAŞİZM VE KADIN KIRIMI ARASINDAKİ BAĞI GÖREREK MÜCADELE ELZEM!”
Kürdistan Kadın Özgürlük Hareketi’nin öncülük ettiği devrim hareketini tasfiye etmek amacıyla AKP-MHP rejiminin hem Türk devlet sınırları içerisinde hem sınır ötesinde kadınlara karşı tam bir özel savaş politikası izlediğine dikkat çekti.
Siyasetçi ve aktivist kadınların gözaltına alınıp tutuklandığına, kadınların tecavüz edilip katledildiğine, Rojava’da TC işgali altındaki Kürt şehirlerinde kadınlar köleleştirilip satıldığına, öncü Kürt kadınlarına suikast edildiği hatırlatması yapan KJK, AKP-MHP rejiminin politikaları sonucu Türkiye ve Bakurê Kurdistan’da her gün en az bir kadının erkekler tarafından katledildiğine dikkat çekti.
Kadına yönelik şiddette, erkek-devlet işbirliğine ve buna karşı kadın direnişine dikkat çeken KJK, Arjantin, ABD, Belarus ve Polonya’daki kadın direnişlerini hatırlattı.
Irkçılık, faşizm ve kadın kırımı arasındaki organik bağı görüp birleşik direnişi örmenin her zamankinden daha elzem ve acil bir ihtiyaç olduğuna dikkat çekti.
“O nedenle yereldeki mücadelelerimizi ortaklaştırmamız stratejik önemdedir.” diyen KJK, Kürdistan Kadın Özgürlük Hareketi olarak başlattıkları hamleyi hatırlarak çağrı yaptı.
25 Kasım’da Kürt kadınları yaşadıkları her yerde kadın kırımına karşı meydanlara çıkıp hamlemizi bir üst aşamaya taşıyacaktır. Bu temelde Kürdistan ve yurtdışında yaşayan Kürdistanlı kadınları, güçlü ve etkili eylem-etkinlikler ile ataerkil zihniyete meydan okumaya çağırıyoruz.
“ERKEKLER ATAERKİL ZİHNİYETİN ZEHRİNDEN KENDİLERİNİ KURTARMALI”
KJK, bütün toplumun kadın mücadelesine taraf kılınması ve şiddet ile mücadelenin toplumsallaştırılması gerektiğininin altını çizdi ve erkeklere faşizmin ortağı, işbirlikçisi olmayın! diyerek Önder APO’yu örnek gösterdi.
Kendinizi ataerkil zihniyetin zehrinden kurtarın! Bu konuda en çok örnek alınması gereken kişi, erkeklik ideolojisi ve ataerki zihniyet konusunda en fazla derinleşip, ‘erkeği öldürmek’ felsefesini ve pratiğini kendi kişiliğinde geliştiren Önder Abdullah Öcalan’dır. ‘(Egemen) erkeği öldürmek’ten kasıt, kendi kişiliğinde iktidarcılığı, egemenliği, sömürüyü, eşitsizliği aşabilmek, yok edebilmektir. KJK olarak bu vesileyle komplocu güçleri bir kez daha nefretle kınarken, dünya kadınlarını Önder Apo’nun özgürlüğü için verdiğimiz mücadeleye güç ve destek sunmaya, hatta onun aktif parçası olmaya çağırıyoruz.
“ERİL ŞİDDETLE MÜCADELENİN YEGANE YOLU KADIN ÖRGÜTLÜLÜĞÜ VE ÖZSAVUNMA”
Kadına yönelik eril şiddetle mücadelenin yegane yolunun, kadın örgütlülüğü ve öz savunmasını inşa etmek olduğunu kaydeden KJK, “Eril şiddet ve saldırıların yaşamın her alanına sızdığı günümüzde kadın öz savunması şarttır! Tek bir kadın savunmasız, özgütsüz olmamalı” çağrısı yaptı.
Bireysel kurtuluşun mümkün olmadığına KJK, özgürlük için örgütlülüğün şart olduğunun altını çizdi.
Ve bütün dünya kadınlarına mücadele birliği çağrısı yaptı.
Biz buna Dünya Demokratik Kadın Konfederalizmi diyoruz. Kadın kırımına karşı özgür kadın ve özgür toplumu savunalım, özgür yaşamı inşa edelim! Kürdistan’dan Meksika’ya, Filistin’den Polonya’ya, Amerika’dan Hindistan’a ve ötesine kadar hep birlikte haykıralım: Jin Jiyan Azadî!