Rehin tutulan DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, 81. gününde süren açlık grevine ilişkin konuştu, “Tutsakların taleplerinin karşılanması toplumu rahatlatacak” dedi.
Elazığ Hapishanesi’nde rehin tutulan DTK eşbaşkanı Leyla Güven, 81. gününde devam eden açlık grevi direnişi ile 8 Kasım 2018’de başlattığı açlık grevine ilişkin jinnews’in sorularına yanıt verdi.
Önder Apo’nun çağrısıyla 200. gününde sonlandırdığı açlık grevine başladığı dönemin atmosferini hatırlatan Leyla, Ocak 2018’de DTK Eşbaşkanı iken Efrîn işgaline karşı çıktığı için tutuklandığını belirterek, “O dönemdeki siyasi atmosferini kısaca hatırlasak, neden böyle bir eyleme başladığım daha iyi anlaşılacaktır” dedi.
Leyla, başlattığı açlık grevine “eksikliklerin özeleştirisi” olarak değerlendirdi.
Açlık grevleri eylemlerinin Önder Apo’nun çağrısıyla sonlandırıldığını kaydetti. 82 milyonun gözü önünde hem Adalet Bakanı hem de birçok yetkilinin ‘yasak kalktı, avukatları, ailesi de görüşebilir’ demesine rağmen tecride kaldığı yerden devam edildiğini ifade etti.
İmralı tecridinin, 15 Şubat komplosunun devamı olduğunu belirtti.
Açlık grevlerine toplumun duyarlı olmasını istedi.
Başta fedakâr halkımız olmak üzere bütün duyarlı kesimleri, çevreleri, devam eden açlık grevleri eylemlerine karşı duyarlı olmaya çağırıyorum. Eylemcilerin taleplerini çok nettir. Bu taleplerin karşılanması sadece Kürt halkı için değil, bütün toplumu rahatlatacak ve ülkenin demokratikleşmesine katkı sunacaktır.
Tutsakların, çözümün önünü açmak için büyük çaba sarf ettiğini, dışarıdakilerin de aktif rol üstenlemesi gerektiğini belirtti.
“Aksi hepimizin defalarca yüreğimizi acıtan cezaevlerinde tabutları çıkmasıdır” dedi.
Leyla Güven, kamuoyunun can kayıpları yaşanmadan taleplerin kabul edilerek açlık grevlerinin sonlandırılması beklentisinde olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
Bu konuda yetkililerin tutsaklarının taleplerini bir an önce kabul etmeleri ve bu grevin hiçbir can kaybı yaşanmadan sona erdirilmesi hem tutsak ailelerin hem de bütün kamuoyunun beklentisidir.