HABER MERKEZİ – Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM) Yürütme Kurulu, Halepçe katliamının yıldönümüne ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Yapılan açıklama şöyle:
“16 Mart Halepçe katliamının yıldönümü. Irak rejimi 1988 yılında Kürdistan’ın Halepçe kentine kimyasal silahlarla saldırdı. Yapılan saldırı sonucu en 5 bin Kürt yurttaş şehit olurken, on binlercesi kimyasal gazdan etkilenerek yaralandı. Bu saldırının etkileri halen devam etmektedir. Saldırının kurbanlarının çoğunluğunu kadın, çocuk ve yaşlılar oluşturuyordu. Efrîn’de yaşayan halklarımız da bu katliamın yıldönümünde Türk devletinin bombardımanlarına maruz kalmaktadır. Bu her iki saldırı düşmanın ahlak değerleri ve uluslararası kanunları nasıl çiğnediklerini gözler önüne seriyor.
Halepçe’den 30 yıl sonra şimdi de Efrin’de yasaklı silahlar kullanılıyor
Halepçe’ye yönelik bu insanlık dışı ve barbarca saldırının ardından uluslararası devletler Kürt halkından haberdar olmaya başladı. Bu da demokratik olmayan çağın bir göstergesi oldu. Dünya Kürtleri bu acıyla tanıdı. Ancak Kürtlerin yararına hiçbir gelişme yaşanmadı. Şimdi de yani bu katliamdan 30 yıl sonra Türk devleti uluslararası kanunlarda yasaklanan bu kimyasal silahları Efrîn halkına karşı kullanmaktadır. Ancak bu saldırılar bile dünya kamuoyunu harekete geçiremedi. Düşman saldırılarının sınırlandırılması için illa binlerce insanın katledilmesi mi gerekir? Bir diğeri, yasak silah ve kimyasalların kullanımına karşı uluslararası kanunlar işletilecek mi?
Tüm katliamların suçluları aynı
Kürt halkı bölgede yaşanan bu önemli süreçte demokratik ve toplumsal kültür fikrini savundu. Kürt halkının bu adımı bölgede barış ve demokrasiyi hakim kılabilir. Kürtler özellikle bölgede Türk devleti öncülüğünde yürütülen dünya terörü ve şovenist fikirlere karşı direnişte yer aldı. Suriye’de ortaya çıkan tüm terör Türk devletinin siyasetini ortaya koymaktadır. Kürt halkının Efrîn’de maruz kaldıkları, Ermenilerin 1915’te yaşadığı katliam, Halepçe’de 1988’de gerçekleşen katliam ve Kuzey Kürdistan’da yaklaşık 5 bin köyün yakılmasıyla sonuçlanan katliamdan farklı değildir. Aynı zamanda tüm katliamların suçluları birdir, aynı fikir sahibidir.
Kürt halkı ve tüm bölge halkları Halepçe katliamının Kürt halkına yönelik katliamların sonuncusu olmasını umut etti. Aynı saldırının sadece Kürdistan’da değil dünyanın hiçbir yerinde yaşanmaması umut edildi. Ancak tüm dünya Efrîn’de yaşanılanları gözleriyle görmektedir. Efrîn’deki tüm katliamlara rağmen dünya kamuoyu sesini çıkaramamakta ve istikrar ve güvenlikten bahsedememektedir. Dünya kamuoyu bir halkın yok edilmesinden bahsedemiyor. Halepçe’yi bombalayan 6 savaş uçağının sesi bugün aynı şekilde Efrîn’de duyulmaktadır. Ses ve kurbanlar aynıdır. Bu kurbanlar ki uluslararası hukuk kurallarına her daim güvenmiş ve yerine getirmeye çalışmıştır. Bu kurbanlar ki inşa ettikleri demokratik yaşamda günahsız sivil yurttaşların yaşam hakkını korumayı her daim kendine görev biçmiştir.
Halepçe trajedisinin tüm dünyaya ahlak değerlerinin yok edildiğini gösterdiği gibi Efrîn de tüm dünyaya direniş ve kahramanlık dersi verecektir. İşgal saldırılarına karşı teslim olmamanın örneği olacaktır. İşgalciler gidecek ve direniş kazanacak. Efrîn hiç kimsenin tarih, uygarlık ve iradesini kıramadığı bir coğrafya örneği olacaktır.
Efrin Halepçe’nin ve faşizmin kurbanı halkların intikamını alıyor
TEV-DEM olarak Halepçe katliamının 30’uncu yıldönümü vesilesiyle Kürdistan’ın tüm şehitlerini ve barış ve özgürlük direnişinin tüm şehitlerini saygıyla anıyoruz. Efrîn bugün Halepçe’nin yaralarını paylaşıyor ve Halepçe’nin ve dünyada faşizmin kurbanı olmuş halk ve kentlerin intikamını alıyor.
İnsanlık adaletinin, değerinin ve kanunlarının Halepçe katliamında ortaklığı bulunan güçlerden, başta Erdoğan’dan olmak üzere Efrîn ve Kuzey Suriye’nin diğer merkezlerdeki katliamlarda rol alanlardan hesap soracağına inanıyoruz. Bu hesabın bir an önce sorulmasını umut ediyoruz.
TEV-DEM olarak Halepçe katliamında şehit düşenlerin anısı önünde saygıyla eğiliyor ve şahadetlerinin yıldönümlerinde tüm Kürdistan şehitlerini anıyoruz. Aynı zamanda Kürdistan’ın bütün parçalarındaki halkımızın direnişini selamlıyoruz. Kürdistan’ın tüm parçalarındaki halklara Efrîn’de gerçekleşen katliamlar karşısında sorumluluklarını yerine getirme çağrısı yapıyoruz. Uluslararası tüm güçlere ve dostlarımıza Türk devletinin halkımıza yönelik katliam saldırılarına karşı sorumluluklarını yerine getirme çağrısı yapıyoruz.”