AMED – Türkiye’de Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı adı altında 23 Nisan günleri kutlamalar yapılıyor. Ancak çocukların devlet tarafından öldürüldüğü, işkence edilip cezaevine konulduğu, sömürü ve istismara maruz bırakıldığı gerçeği de ortada duruyor. Çocuklara armağan edilen bayramın sözde kaldığını dile getiren İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi Hukuk Komisyonu üyesi Abdullah Zeytun, özellikle bölgede çocuklara yönelik büyük hak ihlallerinin yaşandığını kaydetti. Türkiye’deki çocuk politikasının en yakın örneğinin Ayşe öğretmen olduğunu belirten Zeytun, “Şimdi bir sürü yerde çocuklar için etkinlikler düzenlenecek. Ancak ‘çocuklar ölmesin’ diyen Ayşe öğretmen, bebeği ile birlikte cezaevine giriyor. Yani Ayşe öğretmene bu kadar hızlı ceza veren ve bebeği cezaevine gönderen yargı çocuk ölümlerinde neden bu kadar hızlı davranmıyor” dedi.
‘YARGISAL İLERLEME SAĞLANAMIYOR’
Türkiye’de çocuk hak ihlallerinin yoğun yaşandığına dikkat çeken Zeytun, devletin sistematik olarak ihlallerin üstünü örtmeye yönelik bir çabasının olduğunu vurguladı. Hak ihlallerinde devlet kurumlarının sorumlu olduğunda hemen devleti koruma refleksinin geliştiğine işaret eden Zeytun, “Kürt illerinde yaşanan sokağa çıkma yasaklarında bunu net bir şekilde gördük. Yine OHAL ile birlikte gelişen süreçte yaşananlar ortada. Şu ana kadar herhangi bir çocuk hak ihlalinde yargısal bir ilerleme sağlanamadı. Kürt illerinde güvenlik güçlerinden kaynaklı çocuk ölümlerinde kolluk güçleri aklanıyor” dedi.
‘ZIRHLI ARAÇ ÖLÜMLERİ SİSTEMATİK BİR ŞEKİLDE ARTIYOR’
Bölge halkını ötekileştiren anlayışın çocuklar için de farklı olmadığının altını çizen Zeytun, “Bölgedeki çocuklar çatışmalı süreç sonrası bırakılan cisimler ile ağır yaralanıyor ya da yaşamını yitiriyor. İHD’nin 2017 yılı raporunda mayın ve sahipsiz bomba vb. patlaması sonucu 5’i çocuk olmak üzere toplam 6 kişi yaşamını yitirmiş, 18’i çocuk toplam 25 kişi de yaralanmıştır. Yine yasaklar esnasında çocuklar açılan ateş ve patlayan bombalar neticesinde yaşamını yitiriyor. Bölgede sistematik bir şekilde artan zırhlı araç ölümleri var. Bunlar artık kaza değildir. Son bir yılda devletin güvenlik güçlerine ait zırhlı araçların çarpması sonucu 6’sı çocuk olmak üzere toplam 23 kişi yaşamını yitirmiş, 46 kişi de yaralanmıştır. Bir önceki yıl bu sayı çok daha fazlaydı. Yine bölgede korucuların karıştığı çocuk istismarları var. Çocuk istismarlarında yoğun bir artış var. Sadece bizim verilerimize göre 2017 yılı içerisinde 2 çocuk fuhuş yapmaya zorlanırken, 95 çocuk ise cinsel istismara maruz kaldı. Ekonomik yetersizliklerden kaynaklı olarak da çocuk işçiliği de bir hak ihlali olarak önümüze çıkıyor” dedi.
‘HELİN ŞEN DOSYASINDA İLERLEME YOK’
Polis veya askerlerin açtığı ateş sonucu yaşamını yitiren ancak hukuki herhangi bir ilerlemenin sağlanamadığı onlarca çocuğunu olduğunun altını çizen Zeytun, bunlara örnek olarak 12 Ekim 2015 tarihinde fırından ekmek almaya giderken Sur Fatihpaşa Mahallesi Bahçe Sokak’ta başından tek kurşunla vurularak öldürülen 12 yaşındaki Helin Hasret Şen’in dosyasını örnek gösterdi. Zeytun, “Bu dosyada herhangi bir delil toplanmadı. Dosyada gizlilik kararı var. Üzerinden hemen hemen 3 yıl geçti ancak bir gözaltı bile yok. Herkes ateşin zırhlı araçtan geldiğini biliyor. Dosyaları zamana yayma çabası var. Daha sonra basit bir ceza uygulayarak güvenlik güçlerini aklamak istiyorlar” vurgusu yaptı.