Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çabalarıyla sürdürülen Çözüm sürecinin tek resmi belgesi olan Dolmabahçe Mutabakatı’nın üzerinden 6 yıl geçti.
2013 yılında Önder Apo’nun çabalarıyla başlayan ve bu mutabakata kadar süren süreç içerisinde tarihe not düşecek önemli gelişmeler yaşandı.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’la yapılan görüşmeler ve onun oluşturduğu zeminde 3 Nisan 2013 tarihinde de Akil İnsanlar Heyeti kuruldu.
KCK, 8 Mayıs 2013 tarihinde kademeli olarak geri çekilmenin başladığını açıkladı.
Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan “demokratikleşme paketi”ni açıkladı.
Ancak paket beklentileri karşılamadı ve bazı maddeleri de yasallaşmadı.
Perde arkasında yaşanan bu gerilime rağmen 28 Şubat tarihinde Dolmabahçe Mutabakatı imzalandı.
Önder Apo’nun Amed Newrozu’nda okunan mesajında ” Umarım ilkesel mutabakata en kısa sürede varıp parlamento üyeleri ve İzleme Heyetinden teşkil edilen bir Hakikat ve Yüzleşme komisyonundan geçerek bu kongreyi başarıyla realize etme durumunu yaşarız.” demişti.
Newroz’dan bir gün sonra ise, Önder Apo’nun mesajı Mutabakatın reddedilmesiyle karşılık buldu.
22 Mart 2015 tarihinde Ukrayna dönüşü uçakta gazetecilere konuşan Erdoğan, Dolmabahçe’de birbirinden farklı iki metin okunduğunu, yapılan açıklamayı doğru bulmadığını ve İzleme Heyeti’ne karşı olduğunu söyledi.
AKP Hükümetinin “son dönemeç” olarak gördüğü sürecin bozulmasıyla yeniden çatışma sürecine dönüldü.
Mutabakatın reddedilmesi ve 5 Nisan 2015 tarihinden itibaren Kürt Halk Önderi üzerindeki tecrit ağırlaştırıldı.
HDP’nin seçim mitinglerine saldırılar düzenlendi.
6-8 Ekim Kobanê olaylarından hemen sonra 30 Ekim 2014 tarihinde MGK toplantısında kararlaştırılan “Çöktürme Eylem Planı” devreye konuldu.
Sokağa çıkma yasakları Sur, Cizre Nuseybin olmak üzere kentler yakılıp yıkıldı. 72’si çocuk, 62’si kadın en az 310 sivil yaşamını yitirdi.
1 milyon 809 bin kişi başta en temel yaşam ve sağlık hakları ihlal edilerek, bu yasaklardan etkilenmişti.
2016 yılında 94 DBP’li belediye gasp edildi belediye eşbaşkanları tutuklandı, beledeyilere kayyım atandı.
Meclis’te dokunulmazlıkların kaldırılması ile HDP eşgenel başkanları ve Milletvekilleri tutuklandı.
Süreç artık Türkiye de devletin faşizmi en açık şekilde inşası sürecine evriltildi.
Sonrasında AKP-MHP faşist ittifakı ile bu bir sistem haline getirildi.
Artık Kürtler, sosyalist ilerici güçler inanç grupları Aleviler, hristiyanlar hatta sıradan demokratik hak talebi olan tüm toplumsal kesimler bu faşist iktidar ve zihniyetin hedefiydi.